SALGIN DÖNEMİNDE YATIRIMLARIMIZA ARA VERMEDİK

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı sonrası yaptığı açıklamada, “Türkiye’yi salgınla birlikte hızlanan yeni küresel, siyasi ve ekonomik düzende hak ettiği yere çıkartmakta kararlıyız.
SALGIN DÖNEMİNDE YATIRIMLARIMIZA ARA VERMEDİK

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı sonrası yaptığı açıklamada, “Türkiye’yi salgınla birlikte hızlanan yeni küresel, siyasi ve ekonomik düzende hak ettiği yere çıkartmakta kararlıyız. Reform programlarımızı bu hedefimize ulaşmamızı kolaylaştıracak ve hızlandıracak şekilde hazırlıyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından basın açıklaması yaptı.

“DAYATMALARA EYVALLAH ETMEYEREK TÜRKİYE’Yİ 2023 ROTASINDA TUTMAKTA KARARLI DAVRANDIK”

Toplantıda ele alınan konulara dair açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Türkiye’yi demokrasi ve ekonomi alanlarında dünyanın en ileri ülkeleri arasına katmak için çıktığımız yolda 18 yılı geride bıraktık. Bu süreçte her alanda hayata geçirdiğimiz reformlarla hedeflerimize ulaşmamız için gereken altyapıyı adım adım kurduk. Sağlıktan eğitime, adaletten güvenliğe, ulaşımdan enerjiye, sanayiden ticarete, spordan sosyal desteklere kadar hep bu mücadeleyi yürüttük. Cumhuriyet tarihinde yapılanların tamamını beşe, ona katlayan eserler ve hizmetlerle ülkemizi bugün bulunduğu yere getirdik. Yapılanlar elbette önemlidir. Ama Türkiye’nin potansiyeli ve gücü çok daha fazlasına müsaittir, hedeflerimiz de bunu gerektiriyor.

Bilhassa son yedi, sekiz yıldır ülkemizin önünden hiç eksilmeyen siyasi, sosyal, ekonomik tuzaklar bize büyük ve güçlü Türkiye’nin önemini tekrar tekrar göstermiştir. Bu saldırıların gerisindeki sinsi niyetlerden birinin de Türkiye’yi eskiden olduğu gibi tekrar kendi içine kapatarak enerjisini ve vaktini boşa harcayan bir ülke hâline dönüştürmek olduğu açıktır. Biz bu oyunu hemen fark ettik. Dayatmalara eyvallah etmeyerek Türkiye’yi 2023 rotasında tutmakta kararlı davrandık. Terör örgütlerinden kimi uluslararası kuruluşlara kadar bu senaryoda kullanılan oyuncuları birer birer devre dışı bıraktık. Milletimizin birlik ve beraberliğini güçlendirirken sınırlarımızı güvenlik altına alacak adımları da cesaretle attık.

Türkiye’ye bu şekilde diz çöktüremeyeceklerini görenlerin diplomasi ve ekonomi alanlarında yoğunlaştırdıkları kuşatma çabalarını da reform gündemimize hız vererek boşa çıkardık. Milletimizin taleplerine ve beklentilerine uygun olarak zaten yürütmekte olduğumuz çalışmaları kapsamlı reform paketleriyle demokratik ve ekonomik zaferlere dönüştürecek programlar geliştirdik.

“GENÇLERİMİZE ÜZERİNDE 2053 VİZYONLARINI İNŞA EDEBİLECEKLERİ BÜYÜK VE GÜÇLÜ TÜRKİYE’Yİ MİRAS BIRAKMAKTA KARARLIYIZ”

Gençlerimize üzerinde 2053 vizyonlarını inşa edebilecekleri büyük ve güçlü Türkiye’yi miras bırakmakta kararlıyız. Bu çerçevede son dönemde yeni reform programlarıyla milletimizin huzuruna çıkıyoruz. Hukuk alanındaki reform gündemimizi içeren İnsan Hakları Eylem Planımızı daha önce açıklamıştık. Geçtiğimiz Cuma günü de ekonomideki yeni reform programımızı kamuoyuyla paylaştık. Bu programın amacı, ekonomiyi yatırım, üretim, istihdam ve ihracat temelinde büyütecek bir yol haritası oluşturmaktır. Hep söylediğimiz gibi Türkiye’nin istihsal mücadelesini en az istiklal ve istikbal mücadelesi kadar önemli görüyoruz. Ülkemizi 2002 yılından beri istikrar ve güven esasına göre büyütmenin gayreti içindeyiz. Son dönemde maruz kaldığımız saldırıların istikrar ve güven iklimini hedef almasının sebebi de işte budur. Bunun için reform programımızı her alanda olduğu gibi ekonomide de istikrarı ve güveni sağlamlaştıracak adımlarla teçhiz ettik.

İstikrarı güçlendirmek için ekonomide makro politikalarımızı yapısal tedbirler ve dönüşümlerle destekliyoruz. Bu kapsamda kamu maliyesi, enflasyon, finans sektörü, cari açık ve istihdam konularında çok sayıda yeni düzenlemeyi hayata geçiriyoruz. Yapısal politikalar kapsamında da kurumsal yapımızı, yatırımların teşvikini, iç ticaretin kolaylaştırılmasını, rekabet politikalarını içeren somut politikalar geliştiriyoruz. Türkiye’yi salgınla birlikte hızlanan yeni küresel, siyasi ve ekonomik düzende hak ettiği yere çıkartmakta kararlıyız. Reform programlarımızı bu hedefimize ulaşmamızı kolaylaştıracak ve hızlandıracak şekilde hazırlıyoruz. Her reform programımız kamudan özel sektöre, sivil toplumda sosyal kesimlere kadar tüm tarafların görüşleri ışığında oluşturulmuştur. Hazırlık aşamasında özellikle olduğu gibi bu programların uygulama sürecinde de her türlü yapıcı eleştiriye ve katkıya açığız. Ülkemizin hayrına olan her iş gibi reformlarımızı da kör bir husumetle sabote etmeye çalışanları ise milletimizin takdirine havale ediyoruz.

“TÜRKİYE, SALGINLA MÜCADELESİNİ DÜNYANIN TAKDİR ETTİĞİ BİR BAŞARI HİKÂYESİNE DÖNÜŞTÜRDÜ”

Aziz milletim; kovid-19 virüsünün ülkemize de sirayet etmesinin üzerinden 10 Mart tarihi itibariyle tam bir yıl geçti. Şimdiye kadar bu virüs 192 ülkede toplam 2 milyon 700 bin insanın hayatına mal oldu. Ülkemizde ise virüs tespit edilen 2 milyon 900 bine yakın vatandaşımızdan 29 bin 500’ü maalesef hastalığa yenik düştü. Salgında vefat eden kardeşlerimize bir kez daha Allah’tan rahmet, ailelerine sabrı cemil niyaz ediyorum.

Bu dönemde büyük bir fedakârlık sergileyerek virüse karşı en ön cephede yer alan tüm sağlık çalışanlarımıza ülkem ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum.

Türkiye, sağlık altyapısının ve sosyal güvenlik sisteminin gücü sayesinde salgınla mücadelesini dünyanın takdir ettiği bir başarı hikâyesine dönüştürdü. Salgının zirve yaptığı aylarda dahi sağlık sistemimiz vatandaşlarımıza hizmet etmeyi sürdürdü. İnsanların hastane kapılarından geri çevrildiği, doktorların hasta seçmek zorunda kaldığı, bakım evlerinde yaşlıların ilgisizlikten can verdiği vahim sahnelerin hiçbiri hamdolsun ülkemizde yaşanmadı. Son bir asrın en büyük sağlık felaketi olarak nitelenen salgın karşısında devletimizin tüm imkânlarını seferber ettik.

“ÜLKEMİZE KAZANDIRDIĞIMIZ ŞEHİR HASTANELERİ SALGIN DÖNEMİNDE KRİTİK ROL ÜSTLENDİ”

Bilim Kurulumuzun değerlendirmeleri ışığında aldığımız kararları Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’nin getirdiği avantajları da kullanarak en hızlı ve en etkin şekilde hayata geçirdik. Salgın döneminde birçok ülkede görülen sıkıntıların, tedarik zincirindeki aksaklıkların ve güvenlik zafiyetlerinin hiçbirine Türkiye’de şahit olunmadı. Salgın, Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’nin kriz yönetme kapasitesi yanında sağlığa yaptığımız devasa yatırımların da önemini gösterdi. Ülkemize kazandırdığımız şehir hastaneleri, özellikle salgın döneminde kritik rol üstlendiler. Bugün artık elini vicdanına koyan herkes bu yatırımların hakkını teslim ediyor. Yolu bir şekilde şehir hastanelerine düşen vatandaşlarımız iyi ki muhalefete rağmen bu hizmetler yapılmış diyor.

Salgın döneminde sağlıktan eğitime, ekonomiden sosyal yardımlara kadar her alanda attığımız ilave adımlarla ülkemizin altyapısını daha da güçlendirdik. Bu süreçte kovid-19 teşhisi yapabilen laboratuvarlarımız sayı itibariyle 73’ten altı kattan fazla artışla 461’e yükseldi. Filyasyon ve izolasyon takip sistemini, kısaca HES dediğimiz Hayat Eve Sığar uygulamasını hayata geçirdik. Yükseköğrenim yurtlarımızın bir kısmını karantina merkezlerine dönüştürdük. Bu çerçevede yurtlarımızda 122 bin insanımıza hizmet verdik. Gelişmiş ülkeler henüz maske sıkıntısını bile aşamamışken, biz rekor sürede yerli solunum cihazımızı üreterek kendi ihtiyaçlarımızı karşılamanın yanında 20 ülkeye bu cihazları ihraç ettik. İnşası süren projeleri hızlandırarak İstanbul Başakşehir, Konya ve Tekirdağ Şehir Hastanelerimizi hizmete aldık. Çok kısa sürede İstanbul’un iki yakasına kazandırdığımız bin 8’er yataklı iki acil durum hastanesiyle bu alanda yeni bir çığır açtık. Böylece sadece salgın döneminde toplam 16 bin 160 yataklı sağlık tesisinin inşasını tamamlayıp vatandaşlarımızın hizmetine sunduk.

“AŞILAMA SIRALAMASINDA DÜNYADA BEŞİNCİ DURUMDAYIZ”

Dünyada aşı uygulamasını başlatan ilk ülkeler arasındayız. Bugün itibariyle yapılan aşı sayısı 11 milyon 500 bine ulaştı. Aşılama sıralamasında dünyada beşinci durumdayız. Çalışmaları süren yerli aşımız hazır hâle gelene kadar yurt dışından aşı tedarikini sürdüreceğiz.

Diğer yandan, insanların haftalar boyunca eve kapandığı günlerde eğitim-öğretime devam etmek ayrı bir önem kazanmıştır. Hazırlıklarımızı hızla tamamladığımız EBA TV yayını ile 23 Mart 2020 tarihinden itibaren uzaktan eğitime geçtik. İçerik üretiminde binden fazla öğretmenimizin görev aldığı bu sistem üzerinden toplam 12 bin 500 saat yayın yapıldı. Yüz yüze eğitimi ise 15 Şubat 2021 itibariyle kademeli olarak yeniden başlattık. Geçtiğimiz Kabine Toplantımızda yüz yüze eğitimin kapsamını epeyce genişlettik. Ülkemizdeki tüm cep telefonu abonelerine aylık 8 GB’a kadar EBA’ya ücretsiz erişim imkânı sağladık. Yine bu dönemde öğrenim ve katkı kredisinin bazı taksitlerini üç ay süreyle erteledik. Sosyal koruma kalkanı programımızla vatandaşlarımıza doğrudan aktarılan kaynağın toplam tutarı 56 milyar lirayı aşmıştır.

“SALGINDAN OLUMSUZ ETKİLENEN TÜM KESİMLERİN YANINDA OLDUK”

Salgın döneminde kısa çalışma ödeneğinin kapsamını genişlettik, şartlarını kolaylaştırdık. Bu dönemde 3,7 milyon çalışanımıza 30 milyar lirayı bulan tutarda kısa çalışma ödemesi yaptık. Salgının seyrine göre peyderpey uzattığımız bu uygulamayı Mart sonunda bitiriyoruz. Şartları kısa çalışma ödeneği almaya yetmeyen ve ücretsiz izne çıkarılan 2,5 milyon çalışanımıza 10 milyar liraya yakın nakdi ücret desteği ödedik. İşsizlik ödeneği kapsamında 1 milyon kişiye 5,5 milyar lira ödeme gerçekleştirdik. Normalleşme desteği ile 3,6 milyar liradan fazla prim mahsuplaşması imkânı sağladık. İstihdamdaki sürekliliği temin etmek amacıyla iki aylık telafi çalışma süresini dört aya çıkardık. Salgının başından itibaren verdiğimiz teşvik ve desteklerin tutarı 80 milyarı buldu. Diğer yandan, 1,3 milyon iş yerinin toplam 40 milyar lira prim borcunu altı ay süreyle erteledik. Kovid-19 test, tedavi ve bakım hizmetleri içen genel sağlık sigortası kapsamında karşıladığımız ödemeler ise 7,8 milyar lirayı aştı. Salgın sosyal destek programımızla 6,5 milyon haneyi biner liradan toplamda 6,5 milyar lira nakdi yardım ulaştırdık. Biz bize yeteriz Türkiye’m millî dayanışma kampanyamızla 2 milyar lirayı aşkın yardım topladık ve bu yardımları ihtiyaç sahibi hanelere takdim ettik.

Aziz milletim, salgının etkilerinin azaltılması için hazırladığımız ekonomik istikrar kalkanı paketini 18 Mart 2020’de kamuoyu ile paylaşmıştık. Bu paketin kapsamını ihtiyaçlara ve yeni durumlara göre zaman içinde sürekli güncelledik. Borç ertelemelerinden yeniden yapılandırmalara, kredi ve teşviklerden karşılıksız hibelere kadar pek çok farklı destek programıyla salgından olumsuz etkilenen tüm kesimlerin yanında olduk. Basit usulde vergilendirmeye tabi olanlar başta olmak üzere, belirlenen esnaf ve sanatkârımıza aylık bin lira destek ödemesi yaptık. İş yeri kira olan esnaflarımıza üç ay süreyle büyükşehirlerde 750 lira, diğer şehirlerde ise 500 lira destek ödemesinde bulunuyoruz. Bu kapsamda başvurusu kabul edilen 140 bini aşkın esnaf ve sanatkârımıza toplam 2 milyar 80 milyon lira tutan ödeme yapılmaya devam ediyor. Miktarını bin lira olarak belirlediğimiz gelir kaybı desteğine yapılan başvuruların da 975 bine yakını onaylandı. Ciro kaybı desteğiyle ilgili başvuruların değerlendirmesi sürüyor. Mücbir sebep hâli ilan edilen 24 Mart 2020’den itibaren KDV ve prim ödemelerine altı ay süreyle erteleme imkânı sağlamıştık. Bu imkândan 2 milyondan fazla mükellef yararlandı. Yine bu dönemde ticareti desteklemek için KDV oranını kimi sektörde yüzde 18’den yüzde 8’e, kimi sektörlerde de yüzde 8’den yüzde 1’e indirdik. Geçtiğimiz yıl 985 bin esnaf ve sanatkârımız toplam 42,6 milyar lira tutarında faiz destekli kredi kullandı. TESKOMB salgın nedeniyle kredi ve kefalet kooperatiflerine olan borçlarının ödemesini geciktirenlere uygun şartlarda yapılandırma imkânı sundu. Bu imkândan da 30 bin esnaf ve sanatkârımız yararlandı. Fahiş fiyat ve stokçulukla mücadele için Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu oluşturduk. Bu çerçevede yapılan denetimler neticesinde bugüne kadar toplam 32 milyon liraya yakın idare para cezası uygulandı.

“SALGININ İLK GÜNÜNDEN İTİBAREN GIDA TEDARİKİNDE EN UFAK BİR AKSAKLIĞIN OLUŞMASINA MÜSAADE ETMEDİK”

Salgının ilk gününden itibaren milletimizin gıda güvenliği ve tedarikinde en ufak bir aksaklığın oluşmasına müsaade etmedik. Destekleme ödemelerini öne çıkararak çiftçilerimize finansman desteği sağladık. Çiftçilerimize bu dönemde 9,3 milyar lira hayvancılık destekleme ödemesi. 12,6 milyar lira bitkisel üretim destekleme ödemesi yaptık. Bu yıl üreticilerimize yapacağımız tarımsal destek ödemesi tutarı ise 24 milyar liradır. Kredi borçlarını altı ay erteleyerek ORKÖY kredilerini yeniden yapılandırarak besici ve yetiştiricilere 90 gün vadeli arpa satışı yaparak salgın döneminde üreticilerimizi rahatlattık. Su ürünleri yetiştiriciliği, mesire yerleri, millî park ve tabiat parkları kira ödemelerini faizsiz olarak yine erteledik.

Yüzde 75’i hibe olmak üzere toplam 6 bin 100 ton tohumu tarlasını ekmek için bekleyen çiftçimize ulaştırdık. Tarım arazileri ve 2B satışlarından kaynaklanan 46 bin 500 hak sahibinin Nisan, Mayıs ve Haziran aylarına ait ödemelerini faiz uygulamadan ve başvuru şartı aramaksızın üç ay süreyle öteledik. Hazine’ye ait tarım arazilerini kullanan 18 bin çiftçimizin Nisan, Mayıs ve Haziran ayı ödemelerini de yine üç ay süreyle ve faizsiz tehir ettik. Salgınla mücadele kapsamında kültür ve sanatta özel tiyatrolara 35,8 milyon lira, sinema sektörüne 89 milyon lira destek aktardık. Müzik sektöründeki 30 bin 770 başvuru sahibine dört ay boyunca ayda bin lira olmak üzere toplam 123 milyon lira destek sağladık. Turizmde 2020 yılındaki 16 milyon ziyaretçiyle dünya ortalamasına ve rakip ülkelere kıyasla en az daralma yaşayan ülkelerden biri olduk. Bazı hükümlülere Kovid-19 izni vererek salgının cezaevlerinde yayılmasının önüne geçtik. Hükümlü ve tutukluların görüntülü sistem üzerinden duruşmalara katılımına ağırlık verdik. İş yurtlarındaki üretimi kolonya, dezenfektan, maske, eldiven ve tulum gibi ihtiyaç alanlarına yönlendirdik.

Tedbir almak kadar bunun uygulanmasını denetlemek de önemlidir. Bunun için Mülki İdari Teşkilatımızı seferber ettik, sokağa çıkması kısıtlanan tek başına yaşayan veya herhangi bir yakını olmayan 65 yaş ve üstü vatandaşlarımıza yardım için vefa soysal destek grupları kurduk. Vefa sosyal destek gruplarında kamu personeli, sivil toplum gönüllüleri ve gençlerimizden oluşan yaklaşık 145 bin kişi görev yaptı. Bu kapsamda 65 yaş üzeri vatandaşlarımızdan 9 milyonu aşkın talep yerine getirildi. Ekiplerimiz 3 milyonu aşkın haneyi ziyaret ederek bu zor günlerinde vatandaşlarımıza yalnız olmadıklarını hissettirdi. İzolasyona tabi kişilere yönelik 31,5 milyonu yakın denetim gerçekleştirildi.

“SALGIN DÖNEMİNDE YATIRIMLARIMIZA ARA VERMEDİK”

Dünya ekonomilerinin âdeta durma noktasına geldiği salgın döneminde Türkiye olarak yatırımlarımıza ara vermedik. Bu süreçte 463 kilometre otoyolu, 551 kilometre bölünmüş yolu, uzunluğu 43 kilometreyi bulan 352 büyüklü küçüklü köprüyü, yine uzunluğu 75,5 kilometreyi buluna 45 tüneli hizmete açtık. Bunlar arasında Ankara-Niğde Otoyolu, Menemen-Aliağa-Çandarlı Otoyolu, Kuzey Marmara Otoyolu’nun bir bölümü gibi önemli projeler de yer alıyor.

“ÜLKEMİZDEN TALEPTE BULUNAN 157 ÜLKEYE TIBBİ YARDIM VE DESTEK SAĞLADIK”

Sınırlarımız içindeki vatandaşlarımıza sahip çıkarken yurt dışındaki yaşayan kardeşlerimizi de ihmal etmedik. Salgının başından bu yana 142 ülkeden 100 bini aşkın vatandaşımızı Türkiye’ye getirerek aileleriyle buluşturduk. Tahliye uçuşlarıyla 67 ülkeden 5 bin 500’den fazla yabancının evlerine güvenle dönebilmesini sağladık. Ayrıca, Türkiye üzerinden evlerine dönmek isteyen 91 ülkeden 38 bin insana yardımcı olduk. Ülkemizden talepte bulunan 157 ülkeye ve 12 uluslararası kuruluşa tıbbi yardım ve destek sağladık.

Virüsün sosyal ve ekonomik etkilerini azaltmak için kalkınma ajanslarımız aracılığıyla 63 projeye 39 milyon lira kaynak aktardık. Teknoloji geliştirme bölgeleri ve araştırma-geliştirme merkezlerindeki girişimcilerimize kira muafiyeti imkânı getirdik.

“MİLLETİMİZİN HER BİR FERDİNİN YANINDA OLMAK EN BAŞTA GELEN GÖREVİMİZDİR”

Aziz milletim; özetin özeti mahiyetindeki bu desteklerle milletimizin her kesiminin salgın dönemini en az zararla atlatmasını temin etmeyi amaçladık. Milletimizin her bir ferdinin yanında olmak en başta gelen görevimizdir. Ancak, asıl olan temizlik, maske ve mesafe kurallarına riayet ederek aşılamayı hızlandırarak moralleri yüksek tutarak salgın sonrasına hazırlanmaktır. Bunun için vaka, ağır hasta ve vefat sayılarını belli bir rakamın altına düşürmemiz gerekiyor. Aksi takdirde biz ülke içinde her yeri açsak dünya ile irtibatımız kesik olacağı için bu bir anlam taşımaz.

Geçtiğimiz Kabine Toplantımızda şehirlerimizi vaka, hastane kapasitesi ve aşılıma gibi kriterlere göre sınıflandırmıştık. Her sınıfta hangi normalleşme adımlarının atılacağını da şeffaf bir şekilde açıklamıştık. Yeni normalleşme tedbirlerini sizlerle paylaşırken, şehirlerimizin tedbirlere uyma derecelerine göre gelecekte hangi sınıfta yer alacaklarına kendilerinin karar vereceklerini de söylemiştik. Sağlık Bakanlığımız salgının illerimizdeki seyrini yakından takip ediyor. Bugünkü Kabine Toplantımızda son iki haftadaki gelişmelerin üzerinde etraflıca durduk. Kimi illerimizde görülen nispi vaka yükselişlerine rağmen bu artışın hastaneye yatış, yoğun bakım ve entübe sayılarına sınırlı şekilde yansımasını da sevindirici bir gelişme olarak değerlendiriyoruz.

“AŞILAMA YAYGINLAŞTIKÇA SALGINLA MÜCADELENİN DAHA ETKİN HÂLE GELDİĞİNİ GÖRÜYORUZ”

Ayrıca, aşılama yaygınlaştıkça salgınla mücadelenin daha etkin hâle geldiğini görüyoruz. Tedbirlere özellikle uyulmasıyla ilgili denetimleri daha sıkı şekilde yürüterek süreci yakından takip edeceğiz. Tüm bu verileri göz önüne alarak bugünkü toplantımızda şehirlerimizdeki mevcut uygulamayı bir süre daha sürdürme ve gelişmeleri yakın takip etme kararı aldık. Milletimizin yeni normalleşmenin ilk heyecanıyla kurallara riayet konusunda yeterli dikkati gösteremediğini düşünüyorum. İnşallah bundan sonra çok daha bilinçli ve dikkatli davranarak bu meselenin üstesinden hep birlikte geleceğiz.

Vatandaşlarımızdan tedbirlere muhakkak uyarak hem kendi sağlıkları üzerindeki riski azaltmalarını hem de şehirlerini ve ülkemizi bu musibetten kurtarma mücadelemize destek vermelerini rica ediyorum. Tedbirlere uymamız hâlinde yeniden kısıtlamaların, yasakların gelmesinin kaçınılmaz olduğunu bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Rabbim yar ve yardımcımız olsun.”

kaynak:www.tccb.gov.tr

 

 

 

 

Son Güncelleme: 16 Mart 2021