Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara °C

“Ülkemizi, kendi gücüyle, kendi programıyla dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına sokacak yeni bir atılımın içindeyiz”

“Ülkemizi, kendi gücüyle, kendi programıyla dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına sokacak yeni bir atılımın içindeyiz”
REKLAM ALANI
03.02.2022
A+
A-

“Ülkemizi, kendi gücüyle, kendi programıyla dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına sokacak yeni bir atılımın içindeyiz”

 

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TÜGİK Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, “Cumhuriyet tarihinin tamamında yapılanları beşe, 10’a katlayan yatırımlarımızla, Türkiye’yi muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkartacak altyapıyı kurduk. Şimdi bu altyapı üzerinde ülkemizi, tamamen kendi modeliyle, kendi dinamikleriyle, kendi gücüyle, kendi programıyla dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına sokacak yeni bir atılımın içindeyiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TOBB İkiz Kuleleri’nde gerçekleştirilen Türkiye Genç İş İnsanları Konfederasyonu (TÜGİK) Genel Kurulu’na katılarak, bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkenin en geniş tabanlı sivil toplum kuruluşları arasında yer alan konfederasyonun genel kurulunun hayırlara vesile olmasını diledi.

TÜGİK Başkanı Erkan Güral ve yönetim kurulu üyelerine, iş dünyasına verdikleri hizmetler için teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’yi yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazlayla büyütme mücadelesine en büyük desteği veren kuruluşlardan birinin de TÜGİK olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yastık altındaki tasarrufların ekonomiye kazandırılmasından iç turizmin teşvikine, salgın döneminde ekonominin ayakta tutulmasından istihdamın artırılmasına kadar pek çok kampanyada öncülük yapan TÜGİK’in çalışmalarını hep yakından takip ettiklerini belirtti.

“TÜRKİYE’DE 20 YILDIR TÜM HAYALLERİ ÖNCE HEDEFLERE, SONRA GERÇEKLERE DÖNÜŞTÜRDÜK”

İş dünyasını gençliğin dinamizmiyle bütünleştirerek büyük ve güçlü Türkiye hedefine yaptıkları katkı için Güral ve üyelere şahsı ve milleti adına şükranlarını sunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sizlerle birlikte daha ülkemize kazandıracak çok eserimiz, milletimize yapacak çok hizmetimiz, gençlerimizi aktaracak daha çok umudumuz var. Hayali olmayanın hedefi de olmaz. Hedefi olmayanın da rotası olmaz. 20 yıldır tüm hayalleri önce hedeflere sonra gerçeklere dönüştürdük. Eğitimde, sağlıkta, güvenlikte, adalette, ulaşımda, enerjide, sanayide, turizmde, tarımda, sporda sosyal desteklerde velhasıl insanlarımızın hayatına dokunan her alanda ülkemize çağ atlattık. Cumhuriyet tarihinin tamamında yapılanları beşe, ona katlayan yatırımlarımızla Türkiye’yi muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkartacak altyapıyı kurduk. Şimdi bu altyapı üzerinde ülkemizi tamamen kendi modeliyle, kendi dinamikleri, gücü, programıyla dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına sokacak yeni bir atılımın içindeyiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin karşısına 2011 yılında 2023 hedefleriyle çıktıklarında birilerinin buna dudak büktüğünü anımsattı. Kendilerinin hayalcilikle suçlandıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “İşte 2023’ün eşiğindeyiz. Türkiye’nin dünyanın önde gelen üretim ve ihracat merkezlerinden biri hâline dönme sürecini hep birlikte yaşıyoruz. Şayet eğitimde derslik sayısını 343 binden 607 bine çıkarmasaydık, öğretmen sayımızı 730 bin yeni atamayla güçlendirmeseydik, üniversite sayısını 76’dan 207’ye yükseltmeseydik bugün bulunduğumuz yerde olmazdık. Şayet sağlıkta ülkemizi dünyanın en iyi işleyen sağlık hizmeti sistemine kavuşturmasaydık, şehir hastaneleri başta olmak üzere dört bir yanı sağlık tesisleriyle donatmasaydık, çalışan sayısını 1 milyon 241 bine çıkarmasaydık bugün bulunduğumuz yerde olmazdık. Şayet güvenlikte, terör örgütlerini ülkemiz içinde eylem yapamaz hale getirmeseydik, teröristlerin başlarını sınır ötesinde bulundukları yerlerde ezmeseydik, insanlarımızın ve şehirlerimizin huzurunu teminat altına almasaydık bugün bulunduğumuz yerde olmazdık. Gabar’da, Cudi’de, Tendürek’te, Bestler Dereler’de inlerine gireceğiz dediğim zaman bununla istihza edenler vardı. İnlerine girdik mi, girdik. İşte dün gece yine aynı şekilde 3 ayrı noktada hedefleri bombaladık ve bu hedeflerle birlikte hepsi kendilerine kaçacak delik bile bulamadılar.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: “Şayet, ulaşımda bölünmüş yol uzunluğunu 6 bin 101 kilometreden 28 bin 546 kilometreye, havalimanı sayımızı 26’dan 56’ya çıkarmasaydık, mevcut tren hatlarını yenileyip, hızlı tren hatları kurmasaydık bugün bulunduğumuz yerde olamazdık. Şayet enerjide 32 bin megavatı bile bulunmayan kurulu gücümüzü 100 bin megavata çıkarmasaydık, yerli ve yenilenebilir enerji oranını bu derece artırmasaydık, bugün bulunduğumuz yerde olamazdık. Şayet sanayide organize sanayi bölgelerimizin sayısını 192’den 332’ye yükseltip içlerini doldurmasaydık, altyapılarını kurmasaydık, endüstri bölgeleri başta olmak üzere yeni enstrümanlar geliştirmeseydik bugün bulunduğumuz yerde olamazdık. Şayet çevre ve şehircilikte, toplu konut hamleleri ve kentsel dönüşüm projeleriyle, sıfır atık, katı atık işleme, atık su arıtma, içme suyu tesisleri, millet bahçeleri gibi yatırımlarla şehirlerimizin hayat kalitesini artırmasaydık bugün bulunduğumuz yerde olmazdık.”

“ÜLKEMİZİ DÜNYANIN EN BÜYÜK 10 EKONOMİSİ ARASINA SOKMA HEDEFİMİZ SİYASET KÜRSÜSÜNDEN ÜFÜRÜLMÜŞ BİR BALON DEĞİLDİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, verdiği yatırım örneklerini her alana teşmil etmenin mümkün olduğunu dile getirdi.

“Ülkemizi dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına sokma hedefimiz, içi boş bir vaat, altı boş bir söylem, laf olsun diye serdedilmiş bir beyan, siyaset kürsüsünden üfürülmüş bir balon değildir” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Tam tersine biz önce bu iddiamızı hayata geçirecek altyapıyı kurduk, sonra hedefimizi ilan ettik. Bunun için de sizler vasıtasıyla milletimin her bir ferdinden ülkelerine inanmalarını, bize güvenmelerini, hedefimize destek vermelerini istiyorum. Birlik, beraberlik, kardeşlik içinde yürek yüreğe kol kola çalıştığımızda geçmişte nasıl darbeleri boşa çıkardıysak, terör örgütlerini bitme noktasına getirdiysek, Türkiye’yi bölgesinde ve dünyada sözü dinlenen, tavrı belirleyici olan bir ülke haline getirdiysek Allah’ın izniyle bunu da başaracağız. Bizim siyasetimiz eser ve hizmet siyasetidir. Bizim kavgamız, ülkemizin ve milletimizin çıkarlarını, değerlerini, ülkülerini içeride ve dışarıda ne pahasına olursa olsun müdafaa etme kavgasıdır. Mücadelemiz, Türkiye’yi, siyasi, sosyal, ekonomik, askeri olarak bölgesinin en güçlü, dünyanın önde gelen devletlerinden biri haline getirme mücadelesidir. Bunun için gerektiğinde yedi düvele meydan okumaktan, canımızı ortaya koymaktan, nice bedeller ödemekten çekinmedik, çekinmeyiz.”

NÜKLEER SANTRAL PROJESİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, eski Türkiye alışkanlıklarıyla, ahlak ve akıl dışı, bel altı yöntemlerle yürütülmeye çalışılan muhalefet tarzının kendilerini en üzen husus olduğunu söyledi.

 

Ülkenin en büyük ikinci partisinin başındaki kişinin, dünyada yaşananları, olup bitenleri yok sayarcasına Türkiye’nin nükleer güç santrali projesini de karalamaya, kötülemeye çalıştığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Eline, diline dursun. Eğer arzu ediyorsan Akkuyu uzak değil, Akkuyu’ya gidersin, bizim nükleer enerji santrali ne durumdaymış onu yerinde görürsün. Çünkü hayatında sen nükleer enerji santrali nedir görmedin, bilmedin bilmiyorsun. Bak Bay Kemal, şimdi yakında ikinci nükleer enerji santrali de geliyor. Biz durmuyoruz, çalışıyoruz. Bizim işimiz var. 10 bin megavata Türkiye’nin enerjisini çıkaran iktidar biziz. Sizin hayatınızda sadece mum vardı, gaz lambası vardı. Biz ise bunu işte bu hâle getirdik” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, güneş ve rüzgâr enerjisi santrallerini iktidarın yaptığını, muhalefetin hayal bile edemediklerini gerçeğe dönüştürdüklerini belirtti. Bu zihniyetin köklerinin nerelere uzandığını göstermek için ülkenin nükleer güç santrali sahibi olma hikâyesini hatırlamak gerektiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’de nükleer enerji ile ilgili çalışmaların, eski Başbakanlardan merhum Adnan Menderes’in vizyonuyla 1950’li yıllarda başlatıldığını, Güney Kore’de de benzer çalışmaların aynı tarihlerde yapıldığını anlattı.

Türkiye’nin 1978’e geldiğinde, bu konudaki sağlanan en somut ilerlemenin, İsveç Atom firmasından 3,5 milyar dolarlık kredi sözü alınması olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu kredi ile nükleer santral inşaatına başlanabilmesi için Türkiye’nin saha düzenlemesi, yol çalışmaları ve benzeri işler için 100 milyon dolarlık yatırım yapması gerektiğini anımsattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin bu 100 milyon doları bulup, santralin yolları ve inşaatın başlaması için gereken diğer yatırımları vaktinde yapamadığı için İsveç’ten sağlanan kredinin kullanılamadığını söyledi. Ardından gelen 12 Eylül darbesiyle bu projenin tamamen rafa kaldırıldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, aynı tarihte Güney Kore’nin ilk nükleer güç santralini tamamlayıp hizmete açtığını kaydetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 8. Cumhurbaşkanı merhum Turgut Özal’ın, nükleer santral projesini yeniden ele aldığını, ancak ömrünün neticeyi görmeye yetmediğini ifade etti.

Konunun AK Parti hükûmetleri dönemine kadar bu şekilde askıda kalmaya devam ettiğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Akkuyu’daki nükleer santral için çalışmaya başlandığında çıkarılan engellerin, yürütülen aleyhte kampanyaların, tertip edilen provokasyonların bilindiğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Kararlı bir mücadelenin ardından nihayet Akkuyu’daki santralin temelini attık ve inşasına başladık. İnşallah 2 üniteyi 2023 yılında hizmete alacağız. Dünyanın 32 farklı ülkesinde 443 nükleer santral faaliyetteyken, inşası süren nükleer santraller varken niçin ülkemiz bu imkândan mahrum edilmeye çalışılıyor? Türkiye’nin en stratejik projelerinden Akkuyu Nükleer Güç Santrali, bu ülkenin ekmeğini yiyen, suyunu içen birisini niçin rahatsız eder? Daha önemlisi bu menfi kampanyaya, ülkenin ikinci büyük partisinin genel başkanının da katılmasının sebebi ne olabilir? Zahirde, Akkuyu’da üretilecek elektriğin fiyatı üzerinden yapılan saldırının asıl amacının, bizatihi projenin kendisi olduğunu, bunların geçmişteki tavırlarından zaten biliyoruz. Bunlar ya en pahalı enerjinin olmayan enerji olduğunu, enerji arz güvenliğinin şartının kaynak çeşitlendirmesi olduğunu bilmeyecek kadar cahiller ya da kafaları ve kalpleri başka yerlere bağlı.”

“ÜLKENİN HAYRINA, MİLLETİN MENFAATİNE BİR TEKLİFİNİZ VARSA BUYURUN KONUŞALIM”

Dünyada salgınla birlikte zirveye çıkan ekonomik krizin lokomotifinin enerji fiyatlarındaki fahiş artış olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, kömür fiyatlarının 5, doğal gaz fiyatlarının 10 kat arttığı bir dönemde olunduğunu söyledi. Bu fiyatlara rağmen enerjiye ulaşımın giderek zorlaştığı, dengesiz bir küresel piyasa ikliminin bulunduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatandaşlarına ve sanayicilerine uygun fiyatlarla elektrik veren ülkelerin, nükleerinden hidroelektriğine kadar tüm yatırımlarını 30-40-50 yıl önce tamamladığını, finansman yükünü o dönemde üstlendikleri kaynaklarını bugün rahatça kullanabildiğini, buna rağmen sıkıntı yaşandığını belirtti.

Türkiye’de mevcut enerji kaynaklarının üçte ikisinden fazlasının son 20 yılda kurulduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Nükleer güç santralimiz henüz inşa hâlinde, güneş ve rüzgâr gibi yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı olarak kurulan tesisler henüz kendilerini amorti etmediği gibi yatırımlar da sürüyor. Hidroelektrik üretimi kaynaklarında potansiyelimizin sınırına gelmek üzereyiz. Karadeniz’de keşfettiğimiz doğal gazı inşallah 2023’ten itibaren sistemimize vererek bu alanda da bir rahatlama sağlayacağız.” diye konuştu.

Enerji kaynaklarını birbirinin alternatifi değil, tamamlayıcısı olarak gördüklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Mesela, Akkuyu yerine güneş enerjisi koymaya kalksak Yalova ilimiz kadar bir alanın üzerini tamamen güneş panelleriyle donatmamız gerekiyor. Doğal gaz hattı borusunu, kapattığınızda gazı anında kesilen, açtığınızda gazı anında gelen basit bir su vanası sanacak kadar cahil olanlara bu gerçekleri anlatmanın zorluğunu da biliyoruz. Zaten biz de bu bilgileri kifayetsiz muhterislere değil, ola ki bu yalan yanlış açıklamalardan dolayı kafası karışanlar varsa onlar için veriyoruz. Kalkınmanın temel yapısı olan enerji yatırımlarımızı sabote etmeye çalışanlara diyoruz ki yapmayın, bu millet sizi çarpar. Bu iş dünyası sizi çarpar. Ülkenin hayrına, milletin menfaatine bir teklifiniz, projeniz, hayaliniz varsa buyurun konuşalım, tartışalım. Nasıl hayata geçirilebileceğinin yollarını arayalım. Böyle bir tane lüks otelden geceliği 100 bin lira olmak suretiyle oradan yapacağınız yayınlarla bu millet aldanmaz, bu millet bunlara kanmaz. Ama böyle bir niyetiniz ve gayretiniz yoksa gölge etmeyin, başka ihsan istemeyiz.”

“TURİZMDE GEÇEN YILI 24,5 MİLYAR DOLAR TURİZM GELİRİ İLE TAMAMLADIK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin içeride ve dışarıda ayağına takılan çelmelere, önüne kurulan tuzaklara, maruz kaldığı saldırılara rağmen kararlılıkla yolunda ilerlediğini, hedeflerine doğru adım adım yaklaştığını söyledi.

Döviz kuru üzerinden ekonominin istikrarını bozma gayretlerini, alınan tedbirler, geliştirdikleri mekanizmalarla bozduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “20 Aralığı hatırlayın. 20 Aralık bir kırılma noktasıdır. Faiz konusundaki dayatmaları, ısrarlı ve kararlı bir mücadelenin ardından etkisiz hâle getirdik. Bu dalgalanmaların ürünü olan yüksek enflasyon sarmalını da inşallah her geçen ay azaltarak, bir süre sonra tamamen bertaraf edeceğiz. Artık tüm gücümüzü, vaktimizi, enerjimizi ülkemizi yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla ile büyütmek için kullanacağız” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin geçen yılı, 225 milyar doları aşan tarihinin en yüksek ihracatı, 500 milyar doları bulan dış ticaret hacmi ile kapattığını, bu yıl ihracatı daha ileriye taşıyacaklarını kaydetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ocak ayı ihracatının yüzde 17 artışla, 17,6 milyar dolar olarak gerçekleştiğini belirtti.

Gelişmiş ülkeler başta olmak üzere dünyanın küçüldüğü 2021’de Türkiye’nin büyüdüğünü vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Turizmde geçen yılı 30 milyon turist ve 24,5 milyar dolar turizm geliri ile hamdolsun tamamladık. İnşallah bu yıl çok daha bereketli bir turizm sezonu bekliyoruz. İstihdamda 2,7 milyonluk artışla 30 milyon sınırına dayanarak salgın öncesi dönemin dahi üzerine çıktık. Türkiye artık dünyanın en önde gelen üretim üslerinden biridir. Biz çalıştıkça, biz ürettikçe, biz ihraç ettikçe, biz kazandıkça Allah’ın izniyle kimse bu ülkenin bileğini bükemez, bu milleti birbirine düşüremez, bu devleti örseleyemez. TÜGİK ailesi olarak sizler, demokrasi ve kalkınma mücadelemizde hep yanımızda oldunuz. Bugün burada azminize ve kararlılığınıza bir kez daha şahit olduk. Buradan yükselen ses büyük ve güçlü Türkiye’nin habercisidir. Rabb’im yar ve yardımcımız olsun.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, konuşmasının ardından TÜGİK Başkanı Erkan Güral tarafından günün anısına tablo hediye edildi.

Tüm Haberler

kaynak:https://www.tccb.gov.tr/haberler/410/135574/-ulkemizi-kendi-gucuyle-kendi-programiyla-dunyanin-en-buyuk-10-ekonomisi-arasina-sokacak-yeni-bir-atilimin-icindeyiz-

REKLAM ALANI
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.